Bu ülke için, bu ülkeye rağmen…

Burcu Gökgöz
1 min readMar 12, 2017

Bugün 13 Mart.

Ozan Can’lar gideli 1 yıl oldu. Ben “1 yıl daha yaşadım” dedim bu hayatta.

Küçük aklımla, yaşananlara bakıp “ne hissediyosun?” diyorum.

Kırgınlık en çok. Kıyamıyorum; ne hayatta en fazla tutkuyla işine, hedeflerine sarılacak, uykusuz gecelerde hayaller kuracak, “ah yaşadım be” diyecek canların gitmesine, ne de geride kalan bizlere.

Biraz daha hislerimi kenara alıp, yaptıklarıma bakıyorum. Türkiye’den çıkmış, 14 ülkede Türk mühendislerince yarattığı teknoloji ürünü satan 4 yıllık ama koca yüreklerle gece gündüz uğraşan, içinde olmaktan gurur duyduğum şirketime, Insider’a bakıyorum.

İçimde bir deli bağırıyor; “Güzel günler göreceğiz çocuklar…”

  • Bu ülkeden bu teknolojiler çıkmaz dense de, hevesli ve pırıl pırıl big data, ML bilen mühendislerini ekibe katacak;
  • Endonezya’da bir Alman, bir Rus ve bir Vietnamlı’yı hayalimize ortak edecek;
  • Ve İstanbul’da, Sanayi Mahallesinden çıkacak 1 teknoloji ürünün deadline’ın dünyanın dört bir yanında nefesimizi tutarak, sabahlayarak bekleyecek tutkumuz varsa, güzel günler göreceğiz demektir.

Boşuna hayatta kalmıyoruz.

Bu ülke için, bu ülkeye rağmen...nice aydınlık yıllarımız olacak hep birlikte.

Insider duvarlarından son söz:

“…Bizim aşkımız hakikaten beden gücü gerektiriyor akıl kadar.

Yapacak çok işimiz var. Dövüşecek çok düşmanımız var. Kucaklayacak çok arkadaşımız var.

Bizim sebebimiz bu. Bizim fazlalığımız bu. Belki de iksirimiz.

Kanayan yüzlerle çevrili bir gezegende, fırtınaya karışan bellek tozlarımızla, erdemlerimizle, ideallerimizle ayaktayız.”

Küçük İskender.

--

--